Kardeş Kıskançlığı Nedir? Nedenleri ve Belirtileri

  • Home
  • Kardeş Kıskançlığı Nedir? Nedenleri ve Belirtileri
Kardeş Kıskançlığı Nedir? Nedenleri ve Belirtileri

Doğal, evrensel ve insanı mutsuz eden bir duygu olan kıskançlık, sevdiğiniz birini başkası ile paylaşmaya katlanamamasıdır. Yaşamın her döneminde olabileceği gibi çocuklar da biraz daha yaygın yaşanmaktadır. Özellikle küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanmak kimi zaman yaşamı etkileyecek ve davranış problemlerine neden olabilecek şekilde yoğun duygular yaşayabilmektedirler. Böyle durumlarda uzmandan yardım almak en doğru yöntemdir.

Çocuk kardeşi gelene kadar ailenin ilgi ve sevgi odağı iken kendisine yönetilen ilgi ve sevginin kardeşe yöneltilmesinden rahatsızlık duyar. Bebeğin doğması ile ailesi tarafından ona ayrılan zamanın azalmasına neden olduğu için bebeğe karşı gibi görünür ama aslında anne ve babasına olan güvensizlik, kızgınlık ve kırgınlık duygularının oluşmasına neden olabilir. Çocuk kendini terk edilmiş, desteksiz ve güvensiz hissedebilir. Bunun olmaması için;

  • Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz zaman hamilelik sürecinde, çocuğunuza onun anlayabileceği dilde kısa cümleler ile kardeşinin olacağını, evdeki düzenin biraz bozulacağını, eve sık sık misafir geleceğini, annesinin bebek ile ilgilenmesi gerektiğini ve bir süre sonra evlerindeki düzenin yeniden oluşacağını anlatınız.
  • Çocuğunuzun kardeşine nasıl tepki vereceği konusunda kaygılanmayın. Bilin ki çocuklar anne babalarını model alırlar eğer siz endişeli davranırsanız çocuğunuz da endişeli olacaktır.
  • Kesinlikle çocuğa soyut sözler söylemeyiniz. Mesela “merak etme seni de sevmeye devam edeceğiz, endişelenme biz seni hala çok seviyoruz vb” İyi niyetle söylediğiniz bu cümleleri hem somut olmadığı için küçük çocukların algılaması mümkün değildir. Hem de çocuğunuza anne babasının onu sevmesi için kardeşi ile yarışması gerektiğini söylemiş oluyorsunuz.
  • Çocuğunuzu ne kadar çok sevdiğinizi sözcüklerle değil hareketlerle belli ediniz. Onunla oyun oynayınız, faaliyet yapınız, gezmeye gidiniz ve sohbet ediniz kısaca kaliteli zaman geçiriniz. Unutmayınız ki kalite zaman süresi en fazla yarım saattir.
  • Çocuklarınıza eşit zaman ayırmak yerine her çocuğa kendi gereksinimlerine göre zaman ayırınız. Her şeyin eşit olması değil adil olmasına dikkat ediniz.
  • Her çocuğunuzu eşit sevmek yerine bir birinden ayrı olarak özel bir sevgi duyduğunuzu hissettirin.
  • Bebek doğmadan önce çocuğunuzla yaptığınız alışkanlıklarınızı bebek doğduğunda da devam ettiriniz. Birlikte önceden gittiğiniz parka gidiniz, önceden okuduğunuz kitapları okuyunuz ki çocuğunuz statü kaybına uğramadığını fark ederek özgüvenini yitirmeyecektir.
  • Hamilelik döneminde çocuğun aile üyelerinden başka biri çocuğun gelişimine uygun olarak bakımı (yemek yedirmek, giydirmek vb) ile ilgilensin ki anne doğuma gittiğinde veya bebeğin bakımı ile ilgilendiğinde çocuğun hayatında bir şey değişmemiş olur ve çocuk kendisini ihmal edilmiş hissetmez.
  • Aile bir bütündür ve bunu çocuklarınıza hissettirmelisiniz. Hep birlikte alış verişe, gezmeye, pikniğe vb birlikte gidebilirsiniz.
  • Çocuğunuza basit ev sorumlulukları (toz alma, çiçekleri sulama vb) veriniz. Ailenin bir parçası olduğunu, hala sevilen ve önem verilen bir kişi olduğunu hissetmelidir.
  • Anne bebekle ilgilenirken baba da çocukla kaliteli zaman geçirip, oynar ve ilgilenirse; çocukta benimle de ilgileniliyor olumlu düşüncesi oluşur.
  • Yeni doğan bebeğe aşırı sevgi gösterisinde bulunup daha sonra bebeği bırakıp aynı davranışı çocuğa uygulamaktan kaçınınız. Doğal olmayan davranışlar çocukta zorla sevildiği gibi yanlış düşüncelere sebep olabilir. Bunun yerine; sevgiyi bebeğin eve geldiği ilk günden (hamilelik dönemi) itibaren paylaşılabilecek bir duygu olduğunu hissettirmelisiniz.
  • Gelen misafirlerin bebeğe ilgi ve sevgi gösterirken çocuğa da alışık olduğu ilgi ve sevgiyi göstermelidirler. “bebek geldi senin pabucun dama atıldı, sen büyüdün artık kardeşini seviyoruz” gibi sözleri söylememeleri konusunda uyarmalıyız.
  • Bebeğe adı ile hitap etmek onun evde bir nesne olmadığını, bir canlı varlık olduğunu hatırlatacaktır.
  • Bebeği severken “benim kızım/oğlum” gibi cümleler yerine “kızım/oğlum” daha uygun olacaktır.
  • Çocuğunuzun yaşantısını bebeğe göre ayarlayıp “kardeşin uyuyor sessiz ol” gibi sözler söylemeyiniz.
  • Aşırı kaygılı davranıp bebeği kardeşinden uzak tutmayınız. Kardeşinin de bebeği sevmeye hakkı var.
  • Kardeşini kıskanmasın diye çocuğa aşırı ilgili veya aşırı hoşgörülü davranmayınız. Her şeyin azıda fazlası da zarardır. Kurallarınız bebek doğmadan önce nasılsa bebek doğduğunda da aynı olsun. Bebek doğmadan önce tek başına yatabilen bir çocuğa bebek doğunca anne babası ile yatmasına izin vermeyin.
  • Bebeğin canını yakıp zarar vermek isteyen bir çocuğun aslında ona düşmanlık beslemediğini bilmelisiniz. Bu tür durumlarda aşırı tepki vermeyiniz. Çocuğun yaptığı davranışın doğru olmadığını ve sizin buna izin vermeyeceğiniz sinirlenmeden anlatın ve gösterin. Aşırı tepki verirseniz sizin ilginizi çekmek için çocuğa devamlı zarar verecektir. En doğrusu iki kardeşi yalnız başlarına bırakmamaktır.
  • Çocuğunuzun bebekle ilgili olumsuz duygularını önemsememek yerine, duygularını ifade etmesine olanak veriniz. Mesela “hep bebekle ilgileniyorsunuz. Hiç benimle oyun oynamıyorsunuz.”diyen çocuğunuza “seninle de oyun oynuyoruz nankörlük yapma” demek yerine “evet haklısın bu benim de hoşuma gitmiyor ama o daha çok küçük ve bize ihtiyacı var. O da büyüdüğünde kendi işini kendi yapacak ve benim de daha fazla zamanım olacak” diyebilirsiniz.
  • Kardeşler arası karşılaştırmalar yapmayınız. “Aynı senin gibi ağlıyor, aynı senin gibi uyuyor vb” yerine “Bir zamanlar sen de bu kadar küçüktün ve biz sana da aynı bakım ve özeni gösterdik” diyebilirsiniz.
  • Çocuğunuz bebekken giydiği kıyafetlerini gösteriniz. Bebeklik fotoğraflarına birlikte bakınız ve onunla geçen güzel anılarınızı anlatınız ki çocuğunuz kendisini daha iyi hissetsin.
  • Çocuğunuza kardeşi kıskançlığı ile ilgili hikaye kitapları okuyun veya kendi yaşantınızdan öyküler anlatın ki çocuğunuz yaşadığı bu duygularının normal olduğunu anlamasına ve ifade etmesine yardımcı olmuş olursunuz.
  • Çocuğunuz kardeşi geldikten sonra da hala çocuk olduğunu unutmayınız. “Sen artık abla oldun” gibi cümleler kurmayınız.
  • Bebeğin gelişi ile birlikte çocuğunuzu kreşe veya okula başlatmayınız. Bu durum çocukta kardeş kıskançlığını tetiklediği gibi okul sendromu oluşmasında da büyük faktör oynar. Çocuğunuz okulda içe kapanık veya saldırgan davranışlar gösterebilir.
  • Çocuğunuzla birlikte kardeşine vermek için ona küçük gelen kıyafetleri ve bebeğin oynayabileceği oyuncakları ayırınız. Ama çocuk kendisine ait sevdiği şeyleri bazen başkasına vermek yerine saklamayı tercih edebilir. Çocuğunuzu bu konuda zorlamayınız.
  • Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde çocuklarınızı birbirinden uzaklaştırmak yerine onların birbiri ile yakınlaşmasını sağlayacak bir oyun oynamalarını sağlayınız.
  • Kardeş kavgalarında hakem rolünü üstlenmeyiniz. Fiziksel bir şiddet olmadığı durumlarda anne babanın araya girmemesinde sorunun çözümü daha çabuk ve kalıcı olmaktadır. Fiziksel şiddettin olduğu kavgalarda da her çocuğun kendi sınırlarını bilmesi gereklidir. Bu durumda hiçbir zaman yanlı davranmayınız. Büyük çocuğa “kardeşin küçük, sen ona vuramazsın” gibi cümle kurduğunuzda, küçük çocuk büyük olanı dövebileceği düşüncesini oluşturabilir. Dikkatinizi zarar gören çocuğunuza yöneltmek onu “mağdur, ezilen” konumuna gelmesine neden olabilir. Bunun için dikkatinizi önce sorun çıkaran çocuğunuza yöneltmek gerekmektedir.
  • “Kavgayı kim başlattı?” sorusunu sormak çocukların birbirlerini suçlamalarına neden olur. Bunun yerine her iki çocuğunda bu konuda aynı derecede suçlu olduğunu düşünmeli ve sonuçlarına eşit olarak katlanmak zorunda olduklarını bilmelidirler.
  • Çocuklarınızın kavga etmelerine mümkün olduğunca izin vermemelisiniz. Çünkü kavga ettikçe deneyim sahibi olurlar ve giderek kavganın dozunu ve fiziksel şiddetini artabilirler.
  • İyi geçinmeleri için ev kuralları koyulabilirsiniz. Kuralları bozanlara yanlış davranışlarını düzeltmeleri ve olumlu bir davranışta bulunmaları için bir görev verilebilirsiniz. Çocuklar iyi geçinmeyip kavga ettikleri zaman, her ikisine de önceden söylediğiniz gezi planınızı “lunaparka, sinemaya vb” gitmeyi iptal ettiğinizi, ne zaman kardeşler arasında iyi geçinme başladığını gördüğünüz de götüreceğinizi çocuklarınıza hatırlatabilirsiniz.
  • Çocuklara “kavga etmeyin” cümlesini kurmak yerine “ne kadar iyi anlaşıyorlar” cümlesini kurarak onları olumlu yönde yüreklendiriniz.
  • Kardeşler arasında geçimsizlik ne kadar yoğun olursa olsun birbirlerinden ayrı kalamazlar. Bu durum aslında birbirlerini çok sevdiklerini açıklar.
  • Tek çocuk sahibi olmak kardeş kıskançlığını ortadan kaldırır düşüncesi doğru bir düşünce değildir. Aslında çocuğun sorunu sevgi ve ilgiyi paylaşmak istememesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle küçük yaşlarda çocuğunuza paylaşmayı öğreterek bu sorunun oluşmasını engelleyebilirsiniz.

Leave a comment